Ressamın Arles'da kalış sürecinde çizdiği bu tablo Place du Forum'un kuzeydoğu köşesinde bulunan betimlemesidir. Van Gogh yıldızlı gökyüzü temasını ilk kez bu eserinde kullanmıştır.
Kafenin gece görünümünün yansıtıldığı esere genelde koyu renkler hakim olsa da, çiziminde siyah rengin herhangi bir tonu kullanılmamıştır. Onun yerine tercih edilen sıcak renkler ve perspektif derinliği ile bu resim Van Gogh eserleri için sıra dışıdır. Bu perspektif sayesinde seyirci, çakıl taşları ile döşeli kaldırımın sonundan öne doğru ilerleyen at arabasına yönelir. Kafenin lambalarından yansıyan sarı ışığın aydınlattığı geniş tentenin altında, arkadaki masa etrafında misafirler oturuyor. Masanın kenarında beyaz giysili, elinde tepsi olan garson onlara hizmet etmektedir. Bununla birlikte sokakta dolaşan insanlar, uzaktan gelen atlı araba, sokağın sağındaki karanlık binalar, ışıklı küçük dükkân, ağaç dalları ve eski bir kilisenin kulesi (şimdiki Lapidaire Müzesi) gözükmektedir. Gecenin karanlığına rağmen aydınlık ve huzur dolu olan bu tablo ressamın en özel eserlerinden biri olarak kabul edilir.
Vincent, heyecanlı olduğu bu tablo konusunda kızkardeşi Wil'e şöyle yazmıştı:
''Bu aralar bir gece kahvesinin dışını yansıtan yeni bir resimle uğraşıyorum. Terasta içki içen küçük insan figürleri var. Devasa bir sarı fener terası, evi ve kaldırımı aydınlatıyor ve kaldırım pembemsi bir menekşe tonu alıyor. Yıldızlarla süslenmiş mavi bir gökyüzünün altında uzanan bir yol boyunca koyu mavi veya menekşe cepheli evler ve bir de yeşil bir ağaç sıralanmış. İşte sana içinde hiç siyah olmayan ve yalnızca mavi, menekşe ve yeşil tonlarının hakim olduğu bir gece resmi; ayrıca aydınlık küçük meydan soluk sülfür ve yeşilimsi bir citron sarısına bürünmüş. Gece resmini geceleyin, o anda yapmaktan inanılmaz bir zevk alıyorum. Genelde gece yapılmış olan kaba karakalemlere dayanarak, gece resimleri gündüzleri çizilir ve boyanır. Ama ben aynı anda resmetmekten daha çok keyif alıyorum.''